Marşandiz Fanzin 2: Munganya

marsandiz2

Tüm yaratılmışlar anlamsızdır.

Yaratılmışlık sürekli sahnelenmesi gereken bir oyundur. Her yaratılmış yaratanı ihyâ etmek amacını taşır ve diğer yaratıcılara karşı sergilenir. Hiçbir şey hakettiği kadar değerli değildir. Yüklenen anlamlar ve oluşan bütünlerle birlikte toptan yok olunmak gereklidir. Yok olunmaya bir sayı daha yaklaşırken, sahnelenen oyunlara bir yenisini daha ekliyoruz: Nusret Mungan!

Nusret Mungan, dünyamızın seçilmiş zorba kazananlarının aksidir. Munganya’mızın seçilmiş kaybedenidir. Nusret Mungan içine dönüktür. Yaşanmışlıkları vardır anlatılacak. Bilinmeyenleri vardır göklerde bulutlarla yaratılacak.

Nusret Mungan yanan bir zürafanın kabul edemediğiniz kalabalık ormanlardaki yansımasıdır. Daha yukarılara erişmeye çalışan, çalıştıkça boynu uzayan boynu uzadıkça diğerlerinden daha da parlayan bir varlıktır. Birleşir ve birleştikçe uzar, büyür. Yaratılmışlığın tüm etkilerini üzerinde taşır. Kendini belli eder ve oyun oynar. Yükselmek için bulduğu tüm ufakları ezmek zorunda değildir. Bu zorbalık dünyasında Nusret Mungan kendi ülkesini kurmuş bir imâdır.

Yaşıyoruz.

Hissedeceğiz. O ülkede yaşamasak da, gitmeye çalıştığımız yolları tıkayıp görmeye çalıştığımız anahtar deliklerini sakızlarla doldursalar ve duymaya çalıştığımız çığlıklarını sirenlerle bastırsalar da hissedeceğiz. Bu sayıda, burada Munganya var olacak. Hayallerimizin ülkesine yıllardır aradığımız kaybetmişliklerimizin vücutlaştığı bir dede kral olacak. Torunlarına tahtalardan kılıçlar, ölümsüzlüklerden şiirler, nehirlerden kitap ayraçları, gün batımlarından şakalar, zürafalardan gece lambaları, tirenlerden varolmayan umuda yolculuklar yapacak.

Güneş desteğini esirgemeyecek. Ezilmişlikle boyları kısa kalmışlar gökyüzüne pamuklarını inşa edecek. Yeryüzü hayallerimizin bin odacığından, on bin yapraklı, yüz bin çitleyen ağaç yollayacak. Düşmanlarımızın içi içini çitleyecek de pijamalar doldurulmadan tepelerde istiflenecek.

O günler gelecek. Munganya dimdik ayakta duracak. Nusret Mungan geçecek. Efil Mungan geçecek. Soytarılar ve seyisler geçecek. Biz kaybedenliği seçtikçe, üç beş kişi olmayı kabullendikçe, ezilmemizi aşağılanma görmeyip, “Biz de böylece uzarız işte, bir gün gelir zürafa oluruz göklere varıp yıldızlar inşa ederiz,” diye düşündükçe Munganya dimdik ayakta duracak.

İşte böylece sona bir sayı daha yaklaşıyoruz.

Son ne zaman bilmesek de, başlangıçları hep gözlerimiz dolarak anıyoruz. Mücadeleye devam edileceğini biliyoruz.

Çünkü biz tüm çizgi filmlerin ilk bölümlerini hatırlıyoruz!

temmuz 2013