Marşandiz Fanzin #5 Çıktı!
Gerçeklerle arası iyi olmayan edebiyat fanzini Marşandiz’in Nisan 2014, 5. sayısı çıktı!
Uçuklar çıktı oramızda buramızda. Tanınmaz hale geldik. Bir bakın şu halimize. İşte bu yüzden gerçeklerle aramız iyi değil. Sizin gerçekler size iyi davranıyorsa treninize atlayışımızdaki heyecan haline talibiz. Ama elini uzatanı kendimize çekebiliriz. Kimseye güvenmiyoruz ve biz de sizi kandırabiliriz. Soruyoruz, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Gerçekten mutlu musunuz? Dalga geçiliyoruz, rencide ediliyoruz, hafife alınıyoruz, aptal mıyız?
Sizin gerçekler, bizim gerçekler, lafı edilmez gerçekler, ülkem, dünyam, herkesin gözlerinin önündeyiz. İzleniyoruz, onlar bunlar bize bakıyor. Burada Berkin Elvan ölüyor. Arkasından pis konuşuluyor. Canımız yanıyor. Burada pis ses kayıtları çıktı ortaya. Orada da öyle biliyoruz. Marşandiz sadece çocuksu bir yok sayma-yok sayamama meselesi. Ağlamak, cıngar. Kurtarılmak istiyoruz. Kendimizi ve sizi kurtarma çabalarımız engelleniyor çünkü bu kaka. Tasvip edilmemeye diyeceklerimiz var. Demeye çalışıyoruz çünkü izleniyoruz şehir hayvanları tarafından bile. Yaşam alanları ve diyarlar bizi bekliyor. Herkesin herkesten beklentileri var. Devletlerin pis tepkilerine nasıl tepkiler vermeliyiz ki hakkımız ispatlansın? Bu güne kadar “bunlar”a neden doğru davranmayı bulamadık “bunlar” bulabilmişken. Düşünelim, biz aptal mıyız? Çünkü onlar devletse neden onlar bizimle aynı okulda okudular? Biz iyiler miyiz? Hayır kişileriz. Topluluklaşmışız. Neden doğurdunuz? Neden evler kurduk? Okullara neden gittik?
Biz dediğimiz kalabalık, Marşandiz makinistleri bizler ve iletişime ihtiyaç duyduğumuz sizler ise ve üvey edildiysek, bilelim ki kahretme dileklerimiz tutmuyor işte, tutmuyor! Kahroluyoruz. Seçimlerden söz etmek istiyoruz. Aramızda oy kullananımız da var kullanmayanımız da. Sebeplerimiz var. Bilin ki oturmuştuk ve Türkçe sözlük karıştırıyorduk, “h” harfindeydik. Arapçadan sözlüğümüze katılmış bir kelime çıktı karşımıza. “hakkıhıyar”. Hakkıhıyar seçim hakkı demek. Bunun mizahı yapıldı mı bilmiyoruz. Birinci ve ikinci anlamları seviyoruz. Diğer anlamlara mecbur bırakılıyoruz.
Çaldığınız oyları ve hayatları kabul edemiyoruz. Sizin gerçekliğinizi reddediyoruz. Kendi gerçekliğimizde bile öldürülebileceğimizin farkındayız, kahroluyoruz. Ve biliyoruz: “yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir.”
Bu sayıda:
ŞİİR
“Kıt’a Sahanlık” – Faruk Gadamer
“Başkaldıran İnsan” – Kaan Koç
“Menemenci Abi Manifestosu” –
“Gül Bakayım” – Can Küçükoğlu
“Tekbir: Kırmızı” – Onur Bayrakçeken
“Boynu Bükük Küheylan” – Tuna K. Yakın
ÖYKÜ
“Yıldız Yağmurunda Bacak Araları” – Onur Selamet
“Birbirinize Yakışıyorsunuz” – Emirhan Burak Aydın
“Patlıcan Gibi” – S. Run
“Unutulan” – Ömer Can Saroğlu
İÇ ÇİZİMLER
Erman Karakaya
Aslı Ekim
Nil Müge Felekten
Makinistler
Can Karatek
Emre Öksüz
Onur Selamet
Ömer C. Saroğlu
Özgürcan Uzunyaşa
Kapaklar ve Dizgi:
Nil Müge Felekten